Çölyak Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Bebeklikte, çocuklukta, ergenlik veya erişkinlik döneminde ortaya çıkabilir. Hastalık genellikle 6-9 aylık bebeklerde ek gıdaya başlanmasından veya başka bir deyişle buğday, arpa veya diğer glüten içeren yiyeceklerin diyete eklenmesinden sonra gelişir.
Çölyak, çocukları yaşlarına bağlı olarak farklı şekillerde etkiler.
Bebekler ve Küçük Çocuklar
✓Kusma,
✓Karın şişkinliği,
✓Sinirlilik,
✓Büyüme bozukluğu,
✓Soluk, kötü kokulu veya yağlı ishal,
✓Kilo kaybı.
Okul Çağındaki Çocuklar
✓Karın ağrısı,
✓Karın şişkinliği,
✓İshal,
✓Kabızlık,
✓Kilo almada veya kilo vermede sorun.
Büyük Çocuklar ve Gençler
✓Gecikmiş büyüme ve ergenlik,
✓Kilo kaybı,
✓Gecikmiş ergenlik,
✓Kemiklerde veya eklemlerde ağrı,
✓Kronik yorgunluk,
✓Tekrarlayan baş ağrıları veya migren,
✓Kaşıntılı deri döküntüsü,
✓Tekrarlayan ağız yaraları,
✓Anksiyete,
✓Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu.
Bu belirtilerin bir veya birkaçının görülmesi durumunda çocukların Çölyak riski açısından vakit kaybetmeden taranması gerekmektedir. Herhangi bir belirti göstermeyen veya hafif belirtiler gösteren Çölyak için iki sebep vardır.
Birincisi; Çölyak ile ilişkilendirilebilecek bir duruma sahip olmak;
✓Çölyak olan aile üyesi,
✓Tip 1 diyabet,
✓Tiroid hastalığı,
✓IgA eksikliği,
✓Juvenil Kronik Artrit,
✓Down sendromu (Trizomi 21),
✓Williams sendromu,
✓Turner sendromu.
İkincisi; klasik belirtiler dışında hastalık belirtilerine sahip olmak;
✓Demir eksikliği anemisi,
✓Yüksek düzeyde karaciğer enzimleri AST ve ALT,
✓Osteopeni (ince kemikler),
✓Diş minesi kusurları.
Çocuklarda Çölyak Riski
Genetik, çevresel ve immünolojik faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkan Çölyak'ın görülme riski, birinci derece akrabası Çölyak teşhisi almış kişiler için %10 iken, tek yumurta ikizlerinde yaklaşık %70’e kadar çıkmaktadır.
Ayrıca ek gıdaya erken veya geç başlayan bireylerde de Çölyak riski artmaktadır. 4 aydan önce veya 7 aydan sonra glüten alımına başlanması da hastalık riskini artırmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre; bebeklerin 4-7 ay arasında glütenle tanıştırılmasını önermektedir. Az veya orta miktarda glütenle tanıştırılan çocukla yüksek miktarda glütenle tanıştırılan çocuklara kıyaslandığında yüksek miktar glüten alan çocuğun daha yüksek Çölyak riskine sahip olduğu gözlemlenmiştir.
Aynı zamanda uzun süre anne sütü ile beslenme Çölyak riskini önemli ölçüde azaltırken, anne sütü almamanın Çölyak için ciddi bir risk faktörü olduğu kanıtlanmıştır.
Çocuklarda enfeksiyon sıklığı arttıkça Çölyak riski artarken kış aylarında doğan çocukların yaz aylarında doğan çocuklara göre Çölyak riski daha yüksektir.
Çocuklarda Çölyak Teşhis, Tedavi ve Takip
Çocuklarda en çok karın ağrısı, kronik kabızlık ve ishal, kansızlık, kilo kaybı veya büyüme bozukluğuna sebep olan Çölyak hastalığı tanısı için muayene sonrası bazı kan testlerinin yapılması gerekmektedir.
Teşhis için ilk tercih edilen test %98 oranında doğru sonuç alınan doku transglutaminaz (tTG) IgA testidir.
Bunun dışında diğer testler, Anti-endomizyum (EMA) IgA, Deamide gliadin peptid (DAGP) IgA’dır. Tüm testler glütensiz diyete başlanmadan önce yapılmalıdır. Glütensiz diyet ile birlikte test sonuçları farklı çıkabilmekte ve yanıltıcı olabilmektedir.
Test sonuçlarındaki düşük de olsa hata olasılığı dikkate alındığında Çölyak'ın kesin tanısı biyopsi ile konulmaktadır.
Kronik bir hastalık olmasına rağmen Çölyak da tek tedavi yöntemi ömür boyu glütensiz diyet uygulamaktır. Glütensiz diyet yapan hastalarda hastalık belirtileri hızla azalır. Tedavi başlangıcında, diyete ek olarak emilim bozukluğu nedeniyle gelişen vitamin ve mineral eksiklikleri (demir, çinko ve folik asit eksikliği gibi) düzeltilmelidir. Ayrıca diyetin ilk 2-4 haftasında gaz ve karın ağrısını arttırabileceğinden süt ve süt ürünlerinden de uzak durulması uygun olabilir.
Çölyak tanısı konmuş çocukların 17 yaşına kadar çocuk gastroenteroloji uzmanı, daha sonra da erişkin gastroenteroloji uzmanı tarafından tedavi ve takip edilmesi gerekmektedir.
Tedavinin uygulanmaması veya yarıda bırakılması, çocuklarda kilo kaybına, ergenliğin gecikmesine ve tekrarlayan kemik kırıklarına neden olur. Tedavi edilmeyen Çölyak'ın ince bağırsak kanseri (lenfoma) riskini de artırmaktadır.
Çölyak Krizine Dikkat!
Hayatın herhangi bir aşamasında farklı belirtilerle kendini gösteren Çölyak çok nadir görülen ölümcül bir komplikasyonu olan Çölyak krizi ile de ortaya çıkabilmektedir. Daha önce Çölyak tanısı almamış kişilerde görülebileceği gibi glütensiz diyet tedavisini sürdürmeyen kişilerde de rastlanan Çölyak krizi, ritim bozukluğu, kas kasılmaları ile demir ve folik asit eksikliğine yol açan ağır derecede ishal, ciddi sıvı kaybı ve metabolik değişikliklerle ortaya çıkar.
Okulda Çölyak
Çölyaklı çocuğun kendi durumunun farkında olması ve günlük ihtiyaçlarını bu çerçevede gerçekleştirmesi bedensel sağlığı ve psikolojik gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi için gerekli en temel ihtiyaç ise; ailenin ve okul ortamının Çölyak konusunda farkındalık ve bilinç sahibi olmasıdır. Okul ortamındaki en büyük rol eğitimcilere düşerken, özellikle Çölyak konusunda okul yöneticileri öğretmenlerin bilgi düzeyi ve farkındalıklarının arttırılması büyük bir önem teşkil etmektedir.
Çölyaklı öğrenciye okula kabulünden başlayarak her aşamada diğer öğrenciler gibi davranılması gerekmektedir. Okulda veya sınıf içerisinde yapılacak her türlü etkinlikte, Çölyaklı öğrencinin de katılımını sağlamak için çaba sarf edilmesi ve yapılacaklar konusunda aile ile sürekli iletişim halinde olmak önemlidir. Özellikle sınıf içinde yapılan etkinliklerde kullanılan materyallerin Çölyaklı öğrenci için uygun malzemelerden üretilmiş olanı temin edilmeli ya da bu konuda ailenin yardımı talep edilmelidir.Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi doğrultusunda Çölyaklı öğrencinin eğitim hakkını kısıtlayacak her türlü durumun önüne geçilmelidir.